Bu yılın bir sembolü olsaydı o elbette çarkıfelek olurdu. Dönen, döndükçe etrafa hayaller saçan, saçtıkça daha alacalanan, alacalandıkça daha güçlenen ama hep bir şekilde aynı döngülere gebe olan. Bazen hayatımda yalnızca bir yıla sahibim gibi hissediyorum, o yıl, ay ay gün gün sekmeden kendini yeniliyor. Her sene aynı hevesler ve hüzünlerle baş ediyorum, her sene kaybettiklerim ve kazandıklarım birbirini sıfırlıyor. Ekimde yanlış kişiye âşık olma faslı, kasımda parasızlık, ocakta illa bir defa ine yemeli ağır grip, mart yeni hobiler, nisan en az bir defa keyifli bir pazar. Ama şimdi ağustostayız. Yazın, canımın suyunu sıkıp beni her daim yeni döneme yitik başlattığını sayarsak bu yıl bir derece ben dönderdim sayılır feleğin çarkını. Kendi küçük evimdeyim, minik yavrum sıcaktan banyoya sığınmış, belki şuan yalanıyor ya da rüyasında kuş tutuyor. Bilgisayarımın yanında kurabiyeler, demiş miydim yaz sonu ayrıca kurabiye ayı döngümün. Geçen seneninki ablamın Hatay kömbesiydi, bu defa annem